Çamura elleriyle suret veren kentin son tandır ustası meslekte 44 yılı geride bıraktı

Çamura elleriyle model veren kentin akıbet tandır ustası meslekte 44 yılı geride bıraktı

BAYBURT – Bayburt’ta işlek ve kentin son tandır ustası olan 54 yaşındaki Recai Purutoğlu, babasından öğrendiği ve ata yadigarı mesleğini neşelendirmek üzere 44 yıldır aşkla, yorulmadan, bıkmadan çamura form veriyor.

Babasının yanında yetişen ve bala yaşlarda mesleği öğrenen Purutoğlu, meslekte 44 yılı geride bıraktı. Purutoğlu, zamanında insanların günce yaşamında cesim yeri olan ancak eskimemiş teknolojilerle kullanımı mütenakıs tandır yapımını, babasının vasiyeti üzerine bitmeme ettiriyor.

8 asrı çok atölyesinde anadan görme usullerle yaptığı ve geçmişin izlerini haiz tandırlar, sayıları bir iki olsa da Türkiye’deki bazen illerin birlikte güçlükle dışından birlikte alıcı buluyor.

2020 yılında kentte ve Türkiye’de yılın ahisi seçilen Purutoğlu, ahilikle ilişkin bilgiler vererek atölyesinin tarihinden bahsetti. Mütevazı atölyesinin 8-9 asra müstenit bire bir mazisi olduğunu söyleyen Purutoğlu, “Öncelikle mevrut olduğunuz bu atölye Anadolu Selçuklu Devleti eliyle müesses tıpkı kardeş ocağı. 1200’lü yıllarda müesses, o günden bugüne büyüklüğünde faaliyetini savaşlar hariç aksatmadan örümcek bire bir yer. Tıpkısı zamanda ahilik teşkilatının en erken kurulduğu yerlerden biri ve burası antrparantez ahi ocağı. 8-9 asırlık tıpkı geçmişe ehil” şeklinde konuştu.

Ata yadigarı olan atölyede önceki yıllarda tandır, çömlekçilik-çömlekçilik ve tuğlanın yanı sıra fayans kadar bir nice umum üretimi işlerin yapıldığını tabir eden Purutoğlu, “Burada dönemin çinicilik, çanak, purutçuluk kabilinden zamanın şartlarına göre meslekler yapılmış. Dönem mevrut ağırbaşlılık hemen çömlekçilik çömleğe mevdu, bölüm mevrut arzu reşit Erzincan’dan, Erzurum’dan, Samsun’dan bölge memleketlerden siparişler gelmiş. Çağ mevrut çinicilik işlenmiş burada, esasen tıpkısı şekilde bölgeye seslenme etmiş bu çalım. Dönem gelmiş burası puruthane namına çıkma. Burada tuğla, kiremit, kireç üretilmiş. Bayburtlu birlikte akıbet kendisine burayı öyle bilir. Tuğlanın, kiremidin, kirecin, tandırın, küpün ve güvecin üretildiği düz diye akıllarda kaldı” ifadelerini kullandı.

“Anadolu’nun önce fabrikası”

Dedelerinden mütezayit atölyenin yüzyıldır varlığını sürdürdüğünü, mesleğin ise dededen toruna kuşaktan kuşağa aktarıldığını sözlerine ekleyen Purutoğlu, şu zaman vakit kaybetmeden tandır yaptıklarını belirtti. Geçmiş dönemlerde atölyede 400-500 kişinin ani çalıştığını vurgulayan Purutoğlu, “Anca zaman ergin kim bize anlatılan burada 400-500 emanet çalışmış. Anadolu’nun geçmiş fabrikası bir zamanda. 30 kuşağı geçkin benzeri mazisi var, bizim eş marifetiyle devam eden bir hisse senedi. Burada kestirmece 500 emanet dahi istihdam edilmiş, bütünü burada çalışmamış yer fail ayrı, dağda arazi çıkaran, odununu taşıyanlar, taşı dağdan söküp getirenler derken 500 kişiye tekamül fail bir iş de gerçekleşmiş burada” sözlerini kullandı.

Dedelerinden küsurat atölyenin yüzyıldır varlığını sürdürdüğünü, mesleğin ise dededen toruna kuşaktan kuşağa aktarıldığını sözlerine ekleyen Purutoğlu, şu zaman sadece tandır yaptıklarını belirtti.

“Maziden aldığımız bayrağı, atiye aksettirmek istiyoruz”

Atölyeyi canlı müzeye çevirerek gelecek nesillere alıntı düşüncesinin olduğunu kaydeden Purutoğlu, “Dedelerimizden aldığımız bayrağı, yani şöyle diyelim eskilerin tabiriyle maziden aldığımız bayrağı, atiye yansıtmak istiyoruz. Bunları de yapmayı canı gönülden istiyoruz. Küpüydü, güveciydi, çanağıydı, çömleğiydi bunları bile imal geçmek istiyoruz. Burayı antrparantez biz derleme müze değil birlikte tüvana müze fethetmek istiyoruz. Çarkıyla, tornalarıyla, fırınlarıyla yapmayı tasarlıyoruz. Bunu de yıpranmamış nesile ulaştırmak istiyoruz. Burası adeta öz başına ayrımsız meslek diyebiliriz. İnşallah Tanrı bize punt verir, bunları yapabiliriz” diye konuştu.

Öte yandan Purutoğlu, tandır yapımında makbul toprağın hususi olduğunu ve Bayburt’un gâh köylerinden bu toprağı realizasyon ettiğini anlattı. Muhtelif aşamalardan geçerek tamamen geleneksel yöntemlerle ve ahali emeğiyle yapılan bir tandırın 4 ila 6 günde ancak tamamlanabildiğini aktardı.

Share: