Onur Yaser Duygusal Davası… Kız Kardeşi Melodi Görelik Birey: “Bir Grup Uyuşturucu Polisinin Keyfi Uygulaması Dolayısıyla Hep Ailemi Kaybettim”

FAHRETTİN ÖZTÜRK

İstanbul Beyoğlu’nda 2010 yılında, gözaltında dağ alım satım ve açık aramaya maruz bırakılmasının arkası sıra intihar fail Öz Saygı Yaser Birey ile ilişik yargılamada, bakı tutanaklarında ayrım yaptığı iddiasıyla hakkında 12 sene bilahare dava açılan eski polis güçleri Hakan Ziyalı suçlamaları akseptans etmedi. Sanık Entelektüel, namına sorulan soruların çoğuna “Hatırlamıyorum” diye niteleyerek cevap verirken, Onur Yaser Can’ın kardeşi Tempo Sadakat Can ise “Aynı grup narkotik polisinin keyfi uygulaması nedeniyle bütün ailemi kaybettim. Bu çocuğa bu ruhsal baskıyı neden yaptınız? Bize bunu açıklayın” diyerek konuştu.

İstanbul Beyoğlu’nda 2 Haziran 2010 tarihinde yapılan narkotik operasyonuyla ilişkin namına 2 yol gözaltına alınıp azade bırakılan ve 3’üncü nöbet emniyete çağrılınca intihar eden 28 yaşındaki mimar Değer Yaser Birey ile ilgilendiren yargılamaya, İstanbul 41. Vahim Ukubet Mahkemesi’nde bugün devam edildi. Elan nazik olduğu için 14. Gösterişli Ceza Mahkemesi salonunda yapılan duruşmaya Haysiyet Yaser’in kız kardeşi Sıkıntı Bağıntı Fert avukatlarıyla alay malay katıldı. Sanık eski polis memurları Değer Pervin ile Kağan Işıklı, duruşmaya Curcunalı ve Görüntü Enformatik Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Farklı sanıklar polis güçleri memurları Yunus Başay, Muhammet Dikme ile ehlivukuf Yengi Kökdemir ise duruşmaya katılmadı. Maznun avukatları da mahkemede amade bulundu.

CHP milletvekilleri Turan Aydoğan ile Sezgin Tanrıkulu ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Mebus Ahmet Süslü de duruşmaya peyrev yerine katıldı.

“YAKALAMA YAPILDIKTAN SONRALARI EKİPLER HANGI YAPACAĞINI BİLİR, İNİSİYATİF ONLARDADIR”

Sanık eski polis Melik Okumuş, mahkemedeki savunmasında şunları söyledi:

“Üzerime atılı suçlamayı akseptans etmiyorum. söz konusu dönemde ustalık ve fiziksel izlem amiri kendisine görev yapıyordum. söz konusu soruşturma belgelerinde imzam yoktur. Fiziki strateji belgesinde imzam var sadece. Yakalamayı ego yapmadım. Yakalamayı eden ihvan ayrıksı kişilerdi. Yakalama sırasında ego yanlarında değildim. Nerede tutulduğunu bilmiyorum, sadece emniyete getirildiğini biliyorum. Üstünde kontrol yapıldığında bile orada yoktum. Yakalama yapıldıktan sonra ekipler ne yapacağını bilir, inisiyatif onlardadır. Bununla ilgili takipsizlik kararı verildi, kesinleşti. Ego neden esasen tabir veriyorum bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla eskimemiş tıpkı tutamak bile namevcut.”

SORULARIN ÇOĞUNA KARŞILIK VERMEDİ

Sanık Entelektüel, namına sorulan soruların çoğuna ise “Üzerinden haddinden fazla devir geçti hatırlamıyorum” ya da “Sorun konusu ile alakası yok” diye niteleyerek yanıt vermedi.

TANIK: ‘SOYUN’ DEDİLER SOYUNDUM

Itibar Yaser’in bariz aramaya maruz kaldığı emniyette, tıpkı dönemde gözaltında bulunan Çetince K. duruşmada tanık yerine dinlendi. Çetin K., şöyle konuştu:

“Yurt Emniyet’e gittik. Uyuşturucu Şube’da ne büyüklüğünde kaldım bilmiyorum. Arkam dönük olduğu için içeride birçok birey olduğunu dahi bilmiyordum. ‘Soyun’ dediler soyundum. Aynı temas olmadı. Odaya ilk girdiğimde 4-5 polis güçleri vardı. Arkam çevrik olduğu amacıyla istek kimin girip çıktığını bilmiyordum. Emniyete elden bir el götürüldüm. Azade bırakıldıktan sonradan bire bir henüz emniyete gitmedim.”

“BİR TAKIM NARKOTİK POLİSİNİN KEYFİ UYGULAMASI İLE BILCÜMLE AİLEMİ KAYBETTİM”

Duruşmada saraka alan Saygınlık Yaser’in kız kardeşi Şarkı Sadakat Duygusal ise şunları söyledi:

“Sanıklar ilk duruşmadan itibaren resmen mahkeme ile ve bizlerle 12 yıldır dalga geçiyorlar. İstedikleri soruya cevap veriyorlar, istemediklerine vermiyorlar. İstedikleri detayları hatırlıyorlar istemediklerini hatırlamıyorlar. Bu sav uğruna annemi, babamı kaybettim. Tıpkı kol narkotik polisinin keyfi uygulaması zımnında bütün ailemi kaybettim. Camit tıpkı yavru hakkında, öldüğünü bilmelerine karşın polis fezlekesi düzenleyerek iddianame düzenlenmesini sağladılar. Bu düzme evraklarla bunu yaptılar. Bu çocuğa bu ruhsal baskıyı bozukluk yaptınız? Bize bunu açıklayın. 12 sene sonra ilk kez evrakta sahtecilikten yargılanıyorlar.”

MURAFAA 3 ŞUBAT’A ERTELENDİ

Murafaa, eksik hususların giderilmesi ve tanıkların dinlenilmesi amacıyla 3 Gücük Ay 2023 tarihine ertelendi. Murafaa, Fert ailesinin avukatlarının, sanıklar üzerine ‘azap’ suçundan savcılığa cürüm duyurusunda bulunulması talebinin hükümle birlikte değerlendirilmesine karar verdi.

“BU SORUN, BÜTÜN AİLEMİN KATLEDİLİŞİ DAVASIDIR”

Öz Saygı Yaser Fert’ın kız kardeşi Tarz Merbutiyet Fert, duruşma çıkışında adliye önünde yaptığı açıklamada şöyle konuştu:

“Bugünkü murafaa bizden yana geçti. Heyet, işkenceyle ilgili iddialarımızı sonuna kadar dinledi. Şimdilik o konuda ayrımsız değişmeyen alınmış değil. Ancak sanıkların kurtulmuş tutulması talebi reddedildi, sorgulanmalarına bitmeme edilecek. Bu ülkü, 28 yaşındaki bire bir gencin eziyet sonucu, polis şiddeti sonucu intihara sürüklenmesi ve ardından özen ile dinamik cezasızlık politikalarının annem ve babamı bile katletmesi sonucu, bilcümle ailemin katledilişi davasıdır. ve Türkiye’dahi cezasızlığın yer çetin örneklerinden biri. Ego bu döngünün kırılması üzere mücadeleleri elan bile kolektifleştirmek gerektiğini düşünüyorum. Birbirimize yüzümüzü elan çok dönmemiz gerektiğini düşünüyorum.

DEVRAN DÖNDÜ, 12 YIL SONRA ADISYON VERİYORLAR: 12 yıl önceki bu işkenceyi ağabeyime Fethullahçı terör örgütüne üyelikten aldıkları nüfuzla uygulayan bu maznun polisler, zaman döndü 12 sene sonra hız önüne çıktılar, adisyon veriyorlar. 25 Kasım’bile kadınları döve döve huysuz kelepçeyle, işkenceyle gözaltına düz polisler üstelik çağ döner sermaye benzeri dönüş adisyon vermek zorunda kalırlar. Yapılan bütün işkencelerin, hep polis güçleri şiddetinin tıpkı bölüm hesabı verilecek. O yüzden bu büyüklüğünde pişkinlikle cürüm faal neymiş polis güçleri memurlarının buna dikkatini kaplamak istiyorum. Biz ayrımsız aradayız, haddinden fazla kuvvetliyiz. Dayanışmamız çokça akva. Bu konuda kendimi umutlu hissediyorum. ve bu davanın sonucu hangi olursa olsun şu mücadelenin kendisi o kadar mefret kim, bu o polislere, o işkencecilere anca güzel mesajlar veriyor kim, onlar bu mesajı alıyorlar. Almasalar birlikte almalarını sağlayacağız, sağlıyoruz.”

“BU ÜLKÜ ‘EVRAKTA SAHTECİLİK’ DAVASI DEĞİL”

Gidiş Bağıntı Birey’ın avukatı Çiğdem Şat birlikte şunları dile getrdi:

“Bugün tanıdık duruşmada, sanıklardan o dönemde gayrı sanıkların amiri konumunda kâin Hakan Münevver dinlendi. Melik Münevver dediğimiz hayat, karşı FETÖ yıldırı örgütüne üyelikten mahkümiyet kararı bırakılmış aynı koca. Bu şahsın gerek Zorlu Topuz ile lazım bu sanıkların işkenceden takipsizlik kararını veren Yaşamış Akkaş ile bağlantısı olduğunu biz mahkemeye sunduk. Duruşma heyetine ısrarla belirttik kim ‘Bu sorun yalnız ‘resmi evrakta sahtecilik’ davası değildir, bu sebeple heyetiniz ‘eziyet’ suçundan suç duyurusunda bulunsun’ dedik. Çünkü sanıklar aldatarak, sorduğumuz sorulara kaçamak yanıt verdiler. Bununla ilişik talebimizin hükümle değişmeyen altına alınacağı belirtildi. Mahkeme 3 Küçük Ay’a ertelendi.”

“TANIK İFADELERİYLE BURADA CİDDİ BİR İŞKENCENİN OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI”

Avukat Mehmet Beklenti Fazilet ise yaptığı açıklamada şöyle konuştu:

“30 Eylül’da 3 polis güçleri ve benzeri uzman dinlenilen dosyada bugün birlikte mütezayit polis güçleri amiri Melik Münevver dinlendi. ve artık sanık tabir aşamaları sona erdi. Tanıklarımızın berenarı çarpıcı ifadeleri oldu. Yani bunun olağan tıpkı ‘evrakta sahtekârlık’ işinin olmadığı, esasta burada vahim ayrımsız işkencenin, keskin muamelenin olduğu dahi esasta bu şahit beyanlarıyla ortaya artık. Şimdi mahkeme kurmuş olduğu meydanlık kararla önceye ilişik mamul olup dahi malum çevreler tarafından kapatılan dosyaların gine celbine karar verdi. Ayrıca dinlenmeyen, hazır edeceğimiz değişik şevahit dinlenecek. Sonrasında dosya karara akilane ilerleyecek. Tığ şundan umutluyuz; bu kök dosyalar duruşma salonlarına sıkıştığı sürece bu dosyalar cezasızlıkla gidiyorlar. Dolayısıyla buradaki bindi çok heybetli.”

GERİYE HEMEN KIZ KARDEŞİ KALDI

İstanbul Beyoğlu’nda, 2 Haziran 2010 tarihinde yapılan uyuşturucu operasyonu kapsamında 2 el gözaltına alınıp serbest bırakılan 28 yaşındaki mimar Haysiyet Yaser Fert, kontrol tutanaklarında hata olduğu gerekçesiyle 3’üncü nöbet emniyete çağırılmıştı. Değer Yaser, iddiaya bakarak gözaltında zehir aksata ve işkenceye maruz kaldığı üzere esasen emniyete müracaat etmek istemedi. 28 yaşındaki Duygusal intihar etti. Birey’ın intiharından 4 sene sonraları ana Hatice Birey bile oğlunun kaybına dayanamayarak 2014 yılında yaşamına son verdi. Baba Mevlüt Duygusal ise 8 Teşrinievvel 2019’üstelik geçirdiği kalp aksesi sonucu hayatını kaybetti. Bugün, Haysiyet Yaser’in ailesinden geriye hoppadak kız kardeşi Terane Ilişik kaldı.

ÖNCEKİ YARGILAMADA DURUŞMA CÜRÜM DUYURUSUNDA BULUNMUŞTU

Itibar Yaser’in intiharıyla ait İstanbul 6. Gösterişli Ukubet Mahkemesi’nde yapılan yargılamada iki polis, “Evrakta düzmecilik” suçundan 6 yıl 5 kamer 15’er devir hapisse çarptırılmıştı. Mahkeme, dört polis güçleri ve tıpkı uzman üzerine ise cürüm duyurusunda bulunulmasına karar vermişti.

SEVGILI 12 YIL SONRA AÇILDI

Mahkemenin yaptığı yansıtma üzerine olaydan 12 sene sonraları dört polis güçleri ve tıpkısı uzman karşı “Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” ve “Resmi belgeyi uydurmak, kaplamak veya peçelemek” suçlarından 6,5 yıldan 17’şer yıla büyüklüğünde delik istemiyle İstanbul 41’inci Yavaş Ukubet Mahkemesi’hangi dava açıldı.

Share: