İsveç’in Stockholm kentinde Kur’an-ı Cömert yakılması olayına Mersin Ağacı’den reaksiyon gösterildi. Aynı birçok dirilik, Kur’an-ı Cömert yakılmasına alın İsveç bayrağını yakarak denk vermek istedi, ara sıra vatandaşlar ise bu duruma müsaade vermeyerek engelledi.
İsveç’te Rasmus Paludan’ın Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Koçak yakmasına tepkiler anbean büyüyor. Mersin Ağacı Dernekler Federasyonu üyeleri Celil Cami uğrunda tıpkısı araya gelerek, bahis konusu olaya reaksiyon gösterdi. ‘Yerleşke İsveç’, ‘Kahrolsun İsveç’, ‘NATO’ya hayır’ yazılı pankartlarla tepki gösteren üyeler, tekbir getirdi. Ayrımsız kaç yaşama ise, İsveç bayrağını yakarak denk yüklemek istedi, bazı vatandaşlar ise bu duruma müsaade vermeyerek engelledi.
“İslam’ın bekçileri bu işin takipçileri olacaktır”
Aksülamel gösteren Sazak Dernekler Federasyonu Çevrim Sözcüsü Aynur Olgaç, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti lüzumlu komşularıyla gerekse ortamında bulunduğu NATO müttefikleri ile hep barış ve saygı içerisinde ilişkilerini yürütmüştür. İnançlar ve medeniyetler ülkesi yerine, seçkin dine, dile, ırka saygı duymuş ve topluluk içerisindeki bütünlüklerinin korunması hususuna özen etmiştir. Ayrımsız hassasiyeti komşularından ve işbirliği içerisinde olduğu ülkelerden bekleme hakkına sahiptir. Tamam de bu düşünceyle, güzeşte hafta İsveç, Cumhurbaşkanımızın maketinin yakılmasına ayn yummuş, akabinde mahkemeleri bunun suç dokuma etmediği kararına vararak hürmetsiz bire bir tavır sergilemiştir. Delege Efendimize taşlama eden İsveç, bu tavırlarını elan ileriye götürerek en son şerif kitabımız Kur’an-ı Verimli’in yakılması hadsizliğine kadar gitmiştir. Mübarek inançların ve kitapların arsıulusal hukukta dahi dokunulmazlığı, bilindiği halde, bu tavrı sergilemeleri sersem cesaretidir. İslamiyet’in bekçileri bu işin takipçisi olacaktır” dedi.
“Bu ülkenin ürünlerini milletçe boykot etmemiz gerekmektedir”
İsveç’in NATO’ya girebilmesi için Türkiye’nin oluruna ihtiyacı olduğunu vurgulayan Olgaç, “1700-1721 tarihleri arasında, Baltık Denizi hakimiyeti amacıyla yapılan şişman şimal savaşında, İsveç balaban devletler statüsünden çıkartılmış. Akabinde canını el kurtaran demirbaş Kral Şarl bin 500 askeri ile Osmanlı Devleti’ne sığınarak 5 yıl filiz yaşamıştır. İsveç’in tarihindeki yeryüzü büyük yılgın olup, bozuk gücüne katiyen dönememiştir. O günden bugüne adi bire bir kampüs olan İsveç’in hükmü yoktur. Ruz İsveç’i baştan sona Türkiye’ye sadık kılmıştır. Bugün bir şartlarda hadsiz İsveç NATO’ya temizlemek için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin oluruna mecburdur. Kabul edilemez hadsizliğini İslam dini, Kur’an-ı Kerim ve Cumhurbaşkanımıza saygısızlık yaparak sürdüren bu ülkenin bütün ürünlerini boykot ederek milletçe tavrımızı koymamız gerekiyor. Sessizliğini bozmayan âdeta İsveç hükümeti, derhal İslam dininin bildirme iri temsilcisi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti nezdinde bütün Müslüman ülkelerinden bozukluk dilemelidir” ifadelerini kullandı. – MERSİN
